Mimarlık ve Atık Üzerine – Architecture in Waste(ing) Out

 

Toxic – from medieval Latin toxicus “poisoned”, from Latin toxicum “poison”, from Greek toxikon (pharmakon) “(poison for) arrows”, from toxon ”bow”
Waste – from latin term vastus “unwanted” or “unusable material”, “substances”, or “by-products”, “poisonous chemical compounds”
Garbology – garb(age) + -ology (as in geology), the study of modern culture through the analysis of what is thrown away as waste and toxic

Kaynak: Oxford Languages Dictionary

Dünyanın her yerindeki endüstriyel tesisler ve yapılar tarafından her saniye 310 kg zehirli kimyasal atık havamıza, toprağımıza ve suyumuza salınmaktadır. Bu, mevcutta yaklaşık olarak 10 milyon ton toksik kimyasalın yerküre üzerinde, su kütlelerinin içerisinde ve havada var olması ve bunu solumamız, içmemiz, derimize nüfus etmesi demek. Salınan kimyasal atıkların 2 milyon tonunun kanserojen olduğu kabul edilmektedir ki bu da yine her saniye 65 kg tutarında zehirli kimyasal salınımı anlamına geliyor.1 Hayvanlar için hali hazırda sağlıksız koşulların olduğu endüstriyel hayvan çiftlikleri ve üretim binaları bu atıkların salınımında başrollerden birine sahip iken, diğer üretim sahaları, niteliksiz mimari tesisler, devlet yönetim binaları, silah ve ilaç fabrikaları ile toplumsal, kültürel ve çevresel sorumlulukları önemsemeyen diğer tüm projeler de bu tehditkâr zemine katkı sağlamaktadır. Hızlı kentleşme ile birlikte 2050 yılında Dünya nüfusunun yaklaşık 9 milyar olacağı ve bunun %80'inin şehirlerde yaşayacak olması zehirli atık probleminin bizlere interdisipliner bir problem olduğunu gösteriyor.2 Dolayısı ile niyetimiz bu problematik duruma yine interdisipliner bir yaklaşımla çözüm bulmaktır. Kimliksiz, yetersiz mimari ve yapılaşma yerine, nitelikli mimari ve yapım tekniklerinin odağında sürdürülebilir, ekolojik yaklaşımlar ile birlikte stratejik atık yönetim sistemleri geliştirmek önemli çözümlerden birisidir. Bu perspektiften beslenen yaşam ve üretim alanları tasarlamak binaların sadece kendilerinin var olduğu, toplumsal, kültürel ve çevresel sorumlulukları dikkate almayan projeler üretmenin çok uzağında gelecek için daha yaşanılabilir zeminler demektir (Bknz; BIG, Amager Resource Center, Copenhagen, Denmark; Ábalos Herreros, Recycling Plant for Urban Waste, Madrid, Spain). Tehlikeli atıkların oluştuğu yapılar; atıkların üretilmesinden biriktirilmesine, geçici olarak depolanmasından nakliyesine, nakliyesinden bertaraf tesisine ulaşmasına kadar bütün süreçlerden sorumludur. Dolayısı ile yenilikçi bina yapım teknikleri ile desteklenen nitelikli mimari tesislerin, hastanelerin, otellerin, fabrikaların, konutların, hayvan çiftliklerinin tasarlanması zehirli atıkların havaya, suya ve toprağa karışmaması hususunda çok önemlidir. İlginç ve bir o kadar absürt olan bir diğer nokta ise; Pulitzer ödüllü yazar Edward Humes sansasyonel Garbology: Our Dirty Love Affair with Trash kitabında altını çizdiği üzere mevcut zehirli atık işleme yapılarının da fazlasıyla bu işlemler sonucu tekrar zehirli atık ürettiğidir. Bu ve benzeri yapıların işleyiş, kullanım ve mimari nitelikleri açısından ciddi yetersizlikler bulunmaktadır. Maniseftomuz; Hanif Kara, Andreas Georgoulias, Leire Asensio Villoria’nın yazısında belirttikleri üzere mimari ve atık yönetimi arasında kurulacak güçlü ilişkinin bu denklemdeki eksik parça olduğu ve mimarinin arkasındaki estetik niteliklerin yanı sıra zehirli atık üretme potansiyeli olan ya da olacak tüm yapılara bunu minimize edecek endüstriyel, çevresel ve yapısal nitelikleri kazandırmasıdır3 (Bknz; Selldorf Architects, Sims Sunset Park Material Recovery Facility, Brooklyn, USA; UNStudio, Waste Disposal Installation, Delft, the Netherlands).

1. http://www.worldometers.info/view/toxchem/#google_vignette
2. | 3. http://www.harvarddesignmagazine.org/issues/40/the-missing-link-architecture-and-waste-management


Görsel Kaynak; Nicolas Nova & disnovation.org. A Bestiary of The Anthropocene kitabına bakınız.

Son Blog Yazıları